Şimşek’ten şirketlere asgari Kurumlar Vergisi sürprizi: Vergide adaleti sağlamaya yönelik ciddi çaba içindeyiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergide adaleti sağlama çabası içinde olduklarını belirterek tüm şirketler için asgari Kurumlar Vergisi getireceklerini söyledi. Şimşek, “Biz piyasadan döviz almasak lira belki 20’li rakamlara kadar, 30’un altına düşerdi. Son 1.5 ay içinde Merkez Banka’mız döviz biriktirmeseydi” dedi. Bakan, Şimşek net ihracatın etkisinin ekonomide olumluya dönmeye başladığını ve büyümede dengelenmenin olduğunu da kaydetti, en önemli dengesizliklerden bir tanesinin cari açık olduğunu söyleyen Şimşek, “Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibariyle 30 milyar doların altına düşmüş olacak” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakan Mehmet Şimşek programda Türkiye’ye fon akışında öngördüklerinden çok daha büyük bir artış olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Özellikle yerel seçimlerden sonra son 1,5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı ve Türk lirası lehine portföy değişikliği var ki Merkez Bankası swap hariç rezerv pozisyonu neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. 1,5 aylık bir süreçten bahsediyoruz. Belirsizlikler azaldıkça, programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye’ye rağbet artıyor.”

“Kirada artış sınırlaması devam etmez diye düşünüyorum”

Bakan Şimşek temmuz ayında sona erecek kira sınırlamasına ilişkin olarak da “Devam etmesi için sebep görmüyorum. Etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Devam etmesi yönünde yapılan bir çalışma yok. Zaten bir süreliğine o düzenleme yapılmıştı. Çok büyük ihtimalle devam etmez. Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in açıklamasında öne çıkanlar şöyle:

Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Yani büyümede kompozisyon değişiyor, büyümede bir dengelenme var. Bu da beraberinde ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor. En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibariyle 30 milyar doların altına düşmüş olacak.

12 yıl sonra Fitch Türkiye’nin kredi notunu artırdı. S&P 11 yıl sonra artırdı. Artırmakla kalmadılar görünümümüz pozitif, program çalışmaya devam ederse biz notu tekrar artıracağız şeklinde pozitif görünümde duruyorlar.

“Tasarruf paketini güçlü şekilde uygulayacağız”

Kamuda tasarruf paketi açıkladık. Onu güçlü bir şekilde uygulayacağız. En önemli konu verimliliği artıracak, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak, yapısal reformları hızlandıracağız. Dolayısıyla iki kanaldan para politikasına dezenflasyon için destek vereceğiz. Bir, bütçe disiplini üzerinden destek vereceğiz. İki, reformları hızlandırarak verimlilik artışı üzerinden destek vereceğiz.

Şuna inanıyorum ki programı güçlendirdikçe de çok daha iyi sonuçlar alacağız. Aslında başladık biz programı güçlendirmeye. Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı. Ama daha birçok önümüzdeki dönemde programı güçlendirecek ilave adımlar atacağız. Bunlar bir kısmı kamu maliyesi ayağında, bir kısmı yapısal dönüşüm ayağında olacak.

“Bütçede çok ciddi disiplin var”

Şunun altını çizmek istiyorum, geçen sene çok büyük bir deprem felaketi yaşadık. Bu felaketin yaralarını sarmayı önceliklendirdik. Bu çerçevede baktığınız zaman deprem hariç bütçe açığına bir baksınlar. Son 20 yılda bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2,4. Geçen sene deprem harcamaları hariç bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,6. Dolayısıyla deprem hariç bütçede çok ciddi bir disiplin var, çok ciddi bir sıkılaşma var.

Fakat deprem nedeniyle tabii ki açık büyümüş. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Ama bu sene çok büyük ihtimalle biz bütçe açığını hedeflediğimizin çok altında bir noktada harcama disipliniyle, harcama kesintileriyle biz geçen sene ki açığın altında bir açıkla kapatacağız. Maliye politikası ayağında dezenflasyona güçlü destek verdik.

Öncelikle geçen sene başlangıç noktası bir dezenflasyon programı için elverişli değildi. Şubatta deprem oluyor enkazın temizlenmesi yazı buluyor. İnşaat malzemeleri fiyatları, işçilik gibi konular geçen sene yaz aylarında muazzam bir artışa geçtik. Bu sene baz etkisi nedeniyle öyle bir şey öngörmüyoruz.

Reel sektöre kaynak akışı durmasın, bütün kaynaklar Hazine’ye verilmesin noktasına gelmeyelim diye geçen sene tedbir aldık. KDV’yi artırdık, akaryakıtta ÖTV’yi artırdık. Neden? Deprem yaralarını sarmak için. Bunlar bu sene yapılmayacak. Gelir politikaları geçen sene daha gevşekti bu sene daha destekleyici hale gelecek.

Kur 2021’de 18’e kadar çıkıyor. 2023’ün ilk çeyreğinin sonuna kadar aynı yerde kalıyor. O dönemde ciddi enflasyon var. Kuru serbest bırakınca kur üzerinden de enflasyonist baskı oluştu.

Deprem, kur etkisi, vergi etkisi, beklenti kanalı üzerinden bütün bunları düşündüğümüz zaman son 1 yılda enflasyon ciddi bir şekilde yükselişe geçti. Bu sene o faktörlerin hiçbirisi yok.

Biz piyasadan döviz almasak lira belki 20’li rakamlara kadar, 30’un altına düşerdi. Son 1.5 ay içinde Merkez Banka’mız döviz biriktirmeseydi. Büyük ihtimalle liranın bırakın değer kaybetmesini nominal değer kazanacaktır.

“Geçen seneki gibi vergi artışı olmayacak”

Biz bir takım istisna ve muafiyetler hariç KDV’de artış öngörmüyoruz dedik. Bu sene geçen sene gibi vergi artışı olmayacak.

12 aylık enflasyon beklentisi 33 civarına indi. 24 aylıkta yüzde 22 civarına indi. Enflasyon beklentilerinde eskisi kadar kötüleşme yok, iyileşme var.

Merkez Bankası mayıs ayında enflasyon zirveyi bulacak dedi. Yüzde 75-76 civarında zirveye çıkacak. Ondan sonra hızlı bir düşüşe geçecek. Yıl sonu hedefimiz yüzde 38.

-Yaz aylarında sadece baz etkisiyle değil, sadece kur destekleyici olduğu için değil. Sadece şartlar daha elverişli olduğu için değil, para politikası, maliye politikası daha sıkı olduğu için, gelirler politikası daha sıkı olacağı için üç politika sıkılaşırken enflasyonun düşmemesi mümkün değil.

-Bir sonraki sene tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa geri adım atmayacağız. Biz bu enflasyonu düşürene kadar bize durmak yok.

“Swap kanallarını açmayı önümüzdeki dönem değerlendireceğiz”

Aşırı oynaklılara zemin hazırlamak istemedik. Önümüzdeki dönemde değerlendireceğiz, başlangıçta tek yönlü olmak üzere bir yıl sonrasını önceliklendirerek bir adım atacağız.


T24 yazarlarından Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, Şimşek’in dile getirdiği Asgari Kurumlar Vergisi düzenlemesine esas olacak küresel asgari Kurumlar Vergisi ve bunun Türkiye’ye olası etkileri konusunda  “Küresel Asgari Kurumlar Vergisi (III): Türkiye’ye etkileri” başlıklı yazısını kaleme almıştı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir